19 Kasım 2011 Cumartesi

Spaghetti Cacio e Pepe...

Peynir ve karabiberin makarna ile muhteşem birlikteliği....

Spaghetti Cacio e pepe yani peynir ve biberli makarna. İtalyan mutfağının en güzel örneklerinden biri, son derece basit ve bir o kadar lezzetli.
Bu tarfite sadece bol miktarda taze çekilmiş karabiber ve Pecorino Romano peyniri kullanılıyor. Yemeğe esas lezzetini veren koyun sütünden yapılan, yaşlandırılmış ve yoğun lezzetli bir italyan peyniri olan Pecorino Romano. Bu nedenle yerine kullanılabilecek alternatif peynirler aynı sonucu vermeyecektir. Pecorino peyniri yumuşak dokulu ve rendelenerek kullanmaya uygun bir peynir. Sıcak makarna ile karıştırıldığında da makarna üzerinde kremamsı bir doku oluşturuyor. Pecorino Romano’yu ben Türkiye’de bulamadığım için İtalya’dan sipariş ediyorum. Türkiye’de bu tarife en iyi alternatif peynir olarak Pecorino Sardo bulunuyor. Mania Gurme ve Macro marketlerden temin edilebilir.

Tarifte taze kaşar veya parmesan kullanılmamalı. Taze kaşar yeteri kadar güçlü bir lezzete sahip değil ve çatalda uzuyor, parmesanın ise sıcağa karşı verdiği tepki makarnada kötü bir doku oluşturuyor.
Spaghetti Cacio e Pepe tarifi...
Malzemeler
·         Spaghetti
·         Kişi başı bir avuç dolusu ince rendelenmiş Pecorino peyniri
·         Bolca taze çekilmiş karabiber
·         Extra sızma zeytinyağı (Kişi başı 1 çorba kaşığı)
·         Tuz


Yapılışı
·         Makarna için tencerede bir miktar tuz eklediğiniz suyu kaynatın.
·         Suyunuz kaynadığında makarnayı ekleyin ve paket üzerinde yazan pişirme süresinden 1 dakika az sürecek kadar pişirin. Son bir dakika pişirmeyi karabiber ve zeytinyağında yapacağız. Bu tarifte makarna al dente yani dişe gelir şekilde pişirilmeli.
·         Makarnanızı alabilecek boyutlarda derince bir tavaya zeytinyağını koyup kızdırın ve karabiberi de ekleyerek kısa süre orta ateşte döndürün. Kişi başı 1 çorba kaşığı kadar karabiber kullanabilirsiniz. Bu yemeğe karabiber muthiş bir lezzet veriyor.
·         1 dakika az pişirilmiş makarnanızı suyunu tamamen süzmeden bir maşa veya süzgeç ile ateşteki tavanıza aktarın ve karabiberli zeytinyağı ile birlikte 1 dakika boyunca fazla suyunu kaybedene kadar çevirmeye devam edin. Makarnayı tavaya alırken sıçrama yapmaması için zeytinyağının kızgın olamamasına dikkat edin.
·         Tavanızı ateşten alın ve ½ dk kadar bekledikten sonra Pecorino peynirini sıcak makarnanın üzerine ekleyin. Peynir tüm makarna üzerinde eriyip kremamsı bir hal alana kadar bir çatal yardımıyla iyice karıştırın.
Makarnanızı bir tabağa alın ve üzerine az miktar daha peynir serperek servis edin...

30 Ekim 2011 Pazar

Patates, pırasa çorbası


Patates, pırasa çorbası...
Sonbaharı yaşıyoruz hava serinledi. Pazar ve marketlerde ise pırasa, kereviz gibi kış sebzelerini bolca görmeye başladık. Tam mevsiminde olduğumuz bu sebzeleri kullanarak Fransız mutfağından lezzetli bir patates, pırasa çorbası yapalım...
Patates çorbası tarifi (4 kişilik)...
Malzemeler
·         3 orta boy patates
·         2 adet pırasa (sadece beyaz kısımları)
·         1 küçük boy kuru sağan
·         1 kereviz sapı
·         2 diş sarımsak
·         ½ lt tavuk suyu
·         1 çorba kaşığı tereyağ
·         ½ su bardağı krema
·         Tuz, beyaz biber
·         Frenk soğanı (süslemek için)

Yapılışı
·         Soğan, kereviz sapı ve pırasaları ince doğrayın.
·         Bir tencerede tereyağını eritin ve 2 diş sarımsak ile birlikte doğradığınız malzemeyi kısık ateşte 15 dakika kadar çevirin. Bu aşamada malzemenin iyice yumuşaması ama kahverengileşmemesi önemli.
·         Patatesleri kabaca parçalara ayırın ve tavuk suyu ile birlikte tencereye koyup yaklaşık 20 dakika kadar hafif ateşte kaynatın.



·         Ocağı kapatın  ve 2-3 dakika kadar çorbanın soğumasını bekledikten sonra bir blender ile tencerenin içinde çorbayı pürüsüz hale gelene kadar çekin.
·         Çorbanın tadına bakın istediğiniz miktarda tuz ve taze çekilmiş beyaz biberi ekleyin ( karabiber de kullanabilirsiniz ancak çorba beyaz renge yakın olduğu için siyah karabiber taneleri hoş gözükmeyecektir ). Çorba istediğiniz kıvamdan daha koyu ise bir miktar su ekleyerek istediğiniz kıvama getirin.
·         Çorbayı kaynama noktasına getirin ve 5 dakika kısık ateşte tıngırdatın.
·         Ocağın altını kapatın ve bir yandan çorbayı karıştırarak kremayı yavaş yavaş ekleyin.
·         Çorbayı tabaklara koyun ve üzerini ince kıyılmış frenk soğanı ile süsleyerek servis edin...



25 Eylül 2011 Pazar

Domates çorbası...


Yaz henüz bitmiş değil ama hava hafif serinlemeye başlamış ve balık sezonu açılmışken iyi bir domates çorbası yapmalı...
Tabiki iyi bir domates çorbasının olmazsa olması lezzetli domatesler... Henüz lezzetli domatesler tükenmemişken iyi bir çorba yapmamız için gerekense salça, un, krema gibi malzemeler yerine domatesin kendi lezzetini destekleyip daha da güçlendiren doğal malzemeler kullanmak. Ancak  bu tarifte esas farkı yaratan tüm malzemelerin tencereye alınmadan önce fırınlanacak olması...

Genelde batı mutfağında uygulanan bu yöntem geleneksel tencerede pişirme tekniğine göre biraz daha zahmetli olsa da sonuç gerçekten şaşırtıcı derecede farklı ve lezzetli...

Domates çorbası tarifi (2 kişilik)...
Malzemeler
·         4 orta veya 3 büyük boy domates
·         1 küçük kırmızı soğan
·         2 diş sarmısak
·         Taze kekik
·         2 bardak su (isteğe göre et, tavuk veya sebze suyu da kullanılabilir)
·         2 çorba kaşığı zeytinyağı
·         1 çay kaşığı şeker
·         Tuz, karabiber

Yapılışı
·         Fırınınızı önceden 220 dereceye ısıtın.
·         Domatesleri ortadan ikiye kesip kesili yüzleri yukarı bakıcak şekilde bir fırın tepsisine yerleştirin.
·         Domateslerin üzerine taze kekik dallarını, halka halka kestiğiniz kırmızı soğanları ve bütün halde sarmısakları yerleştirin.
·         Malzemenin üzerine tuz, karabiber, şeker ve zeytinyağını gezdirip fırına verin ve soğanlar karamelize olana kadar yaklaşık 30 - 40 dk pişirin.
·         Fırınlanmış malzemenin tamamını bir tencereye aktarın ve bir tahta kaşık ile malzemeyi ezin. Sonrasında üzerine 1 bardak su ekleyerek 10 dk kadar orta ateşte pişirin.
·         Ocağın altını kapatın ve 2-3 dk bekledikten sonra bir blender yardımı ile çorbayı akışkan bir kıvama getirin.
·         Kekik dalları ve domates kabuklarından tamamen kurtulmak için çorbayı bir süzgeçten geçirerek başka bir tencereye aktarın. İstediğiniz kıvamı yakalamak için çorbanın üzerine 1 bardak kadar daha su ekleyin ve kaynama noktasına kadar ısıtıp 5 dk tıngırdatın.
·         Tadına bakıp gerekiyorsa bir miktar tuz ve karabiber ekleyin. Domates çorbanız hazırdır...

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Bodrum Orfoz Restaurant... Rakı, balığın ötesi...


Deniz kenarında bir masa, deniz börülcesi, patlıcan ezme, kalamar tava, tereyağlı karides, ızgara balık ve rakı... Kulağa kötü gelmiyor aslında, belki biraz sıradan... Aslında iyi bir balık lokantasından beklentimiz basit; dondurulmamış,  taze ve yerel ürünler kullanması ve deniz ürünlerini gereğinden  fazla pişirmeyerek lezzetini koruması...
Peki beklentimizi  biraz arttırsak, tazelik ve yerelliğin üzerine biraz yaratıcılık, farklı deniz ürünleri ve alışılmamış pişirme tekniklerini  de eklesek... Mesela füme yılan balığı, pestolu deniz salyangozu, kidonya, asma yaprağında ızgara değilde çiğ marine sardalya, midye tava değilde fırında midye, parmesan ve başamel soslu istiridye... farklı, özenli, şaşırtıcı ve son derece etkileyeci lezzetler bir bir masanıza gelse ve yaşamış olduğunuz deneyim üzerinde uzun süre konuşacağınız, anlatacağınız harika bir anınız olsa... tekrar gideceğiniz günün hayalini kursanız...


Şanslıyız ki sınırsız beklentilerimizi karşılayan tamamen lezzet odaklı küçük bir deniz ürünleri lokantası mevcut ve Bodrum’da Halikarnas yokuşunda, Mavi Bar’ın hemen yanında... Orfoz.
Çağrı ve Çağlar Bozçağa kardeşlerin işlettiği Orfoz Türkiye’nin en iyi deniz ürünleri lokantalarından biri, lezzet odaklı, küçük ve salaş bir mekan. Aslında Orfoz ilk olarak Marmaris Bozburun’da Selçuk ve Güneş Bozçağa çiftinin açmış(2003) olduğu bir restaurant, sonrasında çocukları Çağrı ve Çağlar Bodrum şubesini açmışlar (2006) ve aynı özenle işletmeye devam ediyorlar.
Orfoz restaurant’ta ızgara ve tava balık bulunmuyor, menu çeşitli deniz ürünleri üzerine kurulmuş. Yine de önceden sipariş verirseniz size fırında balık yapabiliyorlar. Ancak pembe domates ve özel bir nane cinsinin kullanılarak yapıldığı salata dahil menude olan herşey o kadar lezzetli ki ayrıca balık sipariş etmenin çok da anlamı yok.
Orfoz’un taze ürün bulunurluğuna göre değişen standart olarak önerdiği menüsünde neler var ?
Önden başlangıç olarak; sirgen otu, yılan balığı füme, soslu patlangoz(deniz salyangozu), 1 yıl dinlendirilmiş keçi peyniri, sardalya saşimi.
Sonrasında; pembe domatesli karışık salata, balık çorbası, sadece limonla veya beraberinde getirilen acı biber sosu ile tadabileceğiniz kidonya, parmesan ve başamel soslu istiridye, közde ve tahmin ediyorum zeytinyağı sarmısak ve şarap kullanılarak yapılan bir sosla karıştırılmış bütün topan patlıcanı, fırında midye, deniz ürünleri pilavı, ahtapot ızgara, arkadan anne tatlısı adı verilen bir tatlı ve krem karamel. Son olarakta bodrum mandalinası likörü... Biz denemedik ancak bunların dışında baby kalamar, mavi yengeç gibi faklı deniz ürünlerini de tadabilirsiniz.

Fırında midye

Tabi Orfoz ucuz bir yer değil, yediğimiz yemeğin yanında sipariş ettiğimiz bir şişe Sarafin Savignon Blanc (80 TL) ile iki kişi toplamda ödediğimiz hesap 260 TL oldu. Ucuz değil ancak standart balık lokantacılığın ötesinde bir yaklaşım ve özen ile sunulan lezzetler gerçekten harika... Sadece Orfoz’da bir akşam yemeği için bile tatilimi Bodrum da yapmak isterim...
Gitmeden önce rezervasyon yapmayı atlamayın...
Orfoz Restaurant
Kumbahçe mahallesi, Cumhuriyet caddesi, No:177B – Bodrum
Tel: 0 252 316 42 85

Deniz ürünleri pilavı

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Risotto

Risotto.....
Çok çeşitli tarifleri olan Risotto temelde pirincin stok içinde kremamsı bir kıvam alacak şekilde pişirilmesiyle yapılan bir italyan yemeğidir. Risotto’nun hikayesi  14. Yüzyılda Arap’ların Sicilya ve İspanya’ya pirinci getirmesiyle başlar. Bol miktardaki düzlükler  ve nemli havası ile kuzey İtalya pirinç yetiştirmek için ideal ortamı sağlıyordu. Bu şekilde pirinç İtalyan yemek kültürünün önemli bir parçası haline gelmiş oldu.
Risotto’nun İtalya’da ün kazanarak yaygınlaşması ise 1574 yılına dayanır. Hikayeye göre Milano daki Duoma katedralinin yapımında çalışan Valerius adında genç bir çırak yaptığı cama renk vermek için safran kullanıyordu. Ancak bu durumun açığa çıkmasıyla kasaba halkı genç  Valerius ile alay etmeye başladı. Yemekte kullanılacak bir malzemeyi cama renk vermek için kullanan ve bu nedenle alay konusu olan Valerius intikamını almak için bir plan yaptı. Ustasının düğününde verilecek olan pirinç yemeğine çok miktarda safran katarak pirinci sarı renge boyayacak ve herkese bir ders verecekti. Düğün gecesi kabın kapağı açıldığında ve sarı renkteki  pirinç açığa çıktığında önce herkes tadmakta tereddüt etti fakat sonra yemek o kadar beğenildi ve konuşuldu ki Risotto italyan mutfağında önemli bir yer edinmiş oldu. İlk defa Milano’da yapılan bu safranlı Risottoya Risotto alla Milanese dendi...
Risotto pirinci
Risotto yapımında nişasta oranı ve sıvı çekme özelliği yüksek olan 3 tip pirinç kullanılır; Arborio, Carnaroli ve Vialone Nano... Bu pirinçler kısa veya orta taneli pirinçler olup yapılarındaki yüksek nişasta ile kullanılan stoğu yüksek oranda absorbe ederek lezzeti içine çeker ve aynı zamanda risottaya kremamsı kıvamını kazandırırlar.
Çok çeşitli malzemeler kullanarak birbirinden tamamen farklı birçok rissotto yapılabilir.
Stok (Stock -Broth)
Et suyu, Tavuk suyu, Balık suyu veya sebze suyu... Kullanılacak olan stok pirinç tarafından bolca emilecek olup Risottaya lezzetini verecektir. Yemeğin lezzeti üzerinde en belirleyeci içerik olan stoğun mutlaka özenle yapılması gerekir.
Mükemmel bir Risotto için;
·         Risotto pirincini yıkamayın, bu risottoya dokusunu veren pirinçteki nişastanın kaybedilmesine neden olur.
·         Her bir servis için 75 gr pirinç kullanın.
·         Isıyı sabit tutabilmek için kalın tabanlı derin bir tava kullanın.
·         Tereyağı ve zeytinyağını kahverengileştirmeden dikkatlice kızdırın.
·         Soğanları saydamlaşıncaya kadar düşük ateşte max 2 dk soteleyin.
·         Pirinci uzun süre kavurmayın bu pirinç tanelerinin çevrelerinin sertleşerek sıvı çekme özelliğini kaybetmesine neden olabilir.
·         Kendi yaptığınız iyi bir stoğu kullanın.
·         Risotto piştiğinde pirinç taneleri ne çok yumuşak nede fazla sert olmalıdır. Al Dente yani dişe gelir halde olmalıdır. Risotto pirincinin pişmesi için yereli süre 20 dk dır.
·         Risotto piştikten sonra ılık bir tabağa koyup servis etmeden önce 2 dk kadar dinlendirin.
Lipsoz ve karidesli risotto tarifi;
Malzemeler ( 2,3 kişilik )
·         1 orta boy Lipsoz
·         500 gr orta boy karides (tercihen mersin ve iskenderun doğal karidesleri)
·         150 gr (1 su bardağı ) Arborio Risotto pirinci
·         ½ Su bardağı beyaz şarap
·         1 büyük boy beyaz kuru soğan
·         2 diş sarmısak
·         2 orta boy sırık domates (az sulu)
·         2 Havuç
·         1 tutam maydanoz
·         1 Defne yaprağı
·         1 dal biberiye
·         Sızma zeytinyağı ve tereyağı
·         Deniz tuzu, taze çekilmiş karabiber

Yapılışı;
Hazırlık ;
·         Lipsosun filetosunu çıkartın ve balığın etini küp şeklinde kesin. Kafa ve kemikleri balık suyu için ayırın. ( Bunu balıkçınızdan sizin için yapmasını isteyebilirsiniz)
·         Karidesleri kabuklarından ayırın ve sırt kısmındaki damarı da çıkartarak temizleyin. Karideslerin kafa ve kabuklarını balık suyu için ayırın.
·         Soğanın en dış kalın kısımlarını balık suyu için ayırın ve soğanı küp şeklinde doğrayın.
·         Sarmısakları biraz ezip ince doğrayın. ( Bu şekilde maximun aromayı elde edersiniz )
·         Havuçları küçük daireler halinde doğrayın.
·         Domatesleri rendeleyin
·         Maydonazların saplarını balık suyu için ayırın ve yaprakları çok ince doğrayın. (Maydanoz vb otları ince doğrarken bıçakla 1 kez keserek yapmaya çalışın maydanozun üzerinden birkaç kez bıçakla geçerseniz ezilerek suyunu bırakır ve lezzetini kaybeder. )
Balık suyu ;



·         Bir tencereye 1 kaşık zeytinyağı koyun ve kızdırın.
·         Stok için ayırdığınız karides kabuklarını, Lipsosun kafa ve kemiklerini bol suda yıkayıp kurulayın ve zeyinyağında 5 dk havuçları ve soğanı da ekleyerek kavurun.
·         Tencereye 1 lt kadar su ekleyin ve kısık ateşte kaynamaya bırakın.
·         Stok kaynamaya başlayınca maydanoz saplarını, defne yaprağını ekleyin.
·         Stok üzerinde biriken köpükleri ayırın.
·         15 dk sonra tuz, karabiber ve biberiyeyi de ekleyip 5 dk daha tınkırdatın.
·         Tadını kontrol edin ve ince bir süzgeçten süzerek başka bir tencereye aktarın. Elde ettiğiniz stoğu kısık ateşte ara ara risottoya eklemek üzere sıcak tutun.





Domates soslu Lipsoz;



·      1 tavaya 2 kaşık zeytin yağı koyun ve kızdırdıktan sonra ince doğranmış  1 diş sarmısağı ve bir tutam kıyılmış maydanozu 30 sn kadar çevirin.
·         Rendelenmiş domatesi ekleyin ve 10 dk kısık ateşte pişirin.
·         Küp şeklinde kesilmiş lipsos parçalarını ekleyin ve 4-5 dk daha pişirin.
·         Tuz ve karabiber ile tadlandırın.
Risotto;
İşin eğlenceli kısmı şimdi başlıyor, risotto için kullanacağınız beyaz şaraptan bir kadeh de kendiniz için koyup, yemeği şarabınızı yudumlayarak yapmanız bu işi çok daha keyifli bir hale getirecektir... Chardonnay üzümünden yapılan (fıçıdan gelen aromaları içermeyen) beyaz şarapların risotto ile mükemmel uyum gösterdiğini düşünüyorum. İlk önerim bu yemeği bir Chablis ile eşleştirmeniz olur...
·         2 kaşık sızma zeytinyağı ve ufak bir parça tereyağını kahverengileştirmeden kısık ateşte kızdırın.
·         Soğanları ekleyin ve 2 dakika saydamlaşıncaya kadar soteleyin.
·         1 diş doğranmış sarmısağı ekleyin ve  5 – 10 saniye çevirdikten sonra pirinci ekleyin.
·         1-2 dk kadar pirinci sürekli karıştırarak orta ateşte çevirin.
·         Beyaz şarabı ekleyin ve pirinç şarabı çekene kadar karıştırın.


·         Pirinç şarabı çekince 1 büyük kepçe stoğu ekleyin ve karıştırmaya devam edin.
·         Pirinç balık suyunu çektiğinde tekrar ekleyin ve suyunu çekip kremamsı kıvama geldiğinde tekrar ekleyin. Pirinci sürekli karıştırmaya deavm ederek bu süreci risotto al dente kıvamda pişene kadar yaklaşık 20 dk devam edin.


·         Risottoya son kez stok koyduğunuzda karidesleride ekleyin ve suyunu çektirin. Karideslerin 3 dakikadan fazla pişmemesine dikkat edin ki sertleşip lezzetlerini kaybetmesinler.


·         Ocağın altını kapatın ve yarım çorba kaşığı tereyağ, maydanoz ve istediğiniz miktarda tuz ve karabiber ekleyerek karıştırın.


·         Ilık bir tabağa alıp 2 dk dinlendirin ve üzerine domates soslu lipsos parçalarını da koyarak servis edin.


11 Temmuz 2011 Pazartesi

Endülüs’den ferahlatıcı bir yaz lezzeti... Gazpacho


Ana malzemeleri  domates, kuru ekmek,  zeytinyağı ve sirke olan İspanyol soğuk çorbası...
Gazpacho’nun hikayesi biraz karışık da olsa İber yarımadasının Roma egemenliğinde olduğu döneme dayanır. 
İlk olarak Endülüs’te Arap’lar tarafından sadece kuru ekmek, sarmısak ve zeytin yağı kullanılarak yapılan ve soğuk içilen bu çorbaya Gazpacho denilmekteydi.
Araplar daha sonra  bu basit Gazpacho tariflerine bademi de eklediler. Badem ile yapılan Gazpacho’ya ise “Ajoblanco” dendi...
Bugün İspanya’da bölgesel olarak farklılık gösteren sayısız tarifi olmakla beraber çoğunlukla Domates, Salatalık ve Yeşil Biber kullanılarak yapılan ve turuncu-kırmızı renklerde olan Gazpacho, ilk yapıldığı dönemde henüz yeni dünyadan bu malzemeler getirilmemiş olduğundan beyaz renkteydi.
Dip Sos olarak Gazpacho;
İlk kez Endülüs – Cordoba’da uygulanan bu yöntemde daha fazla ekmek ve daha az su ile koyu bir kıvam yakalanmakta. Salmorejo adı verilen bu yoğun kıvamlı Gazpacho, çorba şeklinde değilde daha çok tapalar, haşlanmış yumurta, pastırma veya patlıcan kızartmaları için dip sos olarak kullanılmakta.
Biz bu blog'da özellikle Sevilla'da en güzellerini tadabileceğiniz ve yaygın olarak yapılan bir Gazpacho tarifini anlatalım...

Malzemelerimiz;

·         4 adet orta boy tarla domatesi
·         2 küçük boy salatalık
·         1 yeşil köy biberi
·         2 dilim kuru ekmek içi
·         2 diş sarmısak
·         ½ beyaz soğan (isteğe bağlı)
·         2 çorba kaşığı extra sızma zeytinyağı
·         2 çorba kaşığı şarap sirkesi
·         Tuz
·         1 çay kaşığı kimyon
·         İstediğiniz yoğunluğu sağlayacak kadar soğuk su (yaklaşık 2 bardak)
Kuru ekmek içlerini bir miktar su ile ıslatın.
Domates ve salatalıkların kabuklarını soyup kabaca dilimleyin.
Biberin tohumlarını ve beyaz damarlarını çıkartarak kabaca dilimleyin.
İsteğe bağlı olarak kullanabileceğiniz yarım soğanı kabaca dilimleyin.
2 diş sarmısağı, ekmek içi, domates, salatalık, biber ve soğanı içinde blender kullanabileceğiniz derin bir sürahi vb bir kap içerisine koyun.
Malzemenin üzerine azar azar su ekleyerek blenderda çekin ve akışkan bir püre kıvamı almasını sağlayın.
Malzemenin üzerine zeytinyağı, sirke, tuz ve kimyonu da ekleyerek homojen bir kıvama gelene kadar tekrar blenderdan çekin.
Sirke olarak standart sirkelere göre daha yumuşak tada sahip olan kırmızı veya beyaz şarap sirkesi kullanmanız bu tarifte daha iyi sonuç verecektir.





















Buz dolabında yarım saat soğutun. Gazpacho’nuz hazır...
Bir çorba kasesinde veya bardakta servis edebilirsiniz.
İçinde bulunduğumuz yaz aylarında pişirilmeden sadece temel malzemelerin karıştırılmasıyla yapılan bu ferahlatıcı soğuk çorbanın lezzetli olabilmesi için gerekli tek şey iyi malzeme kullanmanız. Kullandığınız ürünler ne kadar lezzetli ise Gazpacho’nuz da o kadar lezzetli olacaktır...